tie in-

tie in

film

tie in

vb

tie in

spor olayı

tie in

kaset

tie in

vb ile ilgili olarak piyasaya sürülen giysi

tie in

oyuncak

tie in

bağlantı

tie in

gizli bağlantı

tie in

bağlantısı bulunmak Fiil

tie-in

koşullu (satış): bir malı alabilmek için başka birisini de birlikte satınalma şartı.

tie-in

koşullu satılan mal.

tie-in

bağlantı, ilişki, ilgi, münasebet.

(grain) to tie in sheaves

destelemek Fiil

tie a knot in one's handkerchief

mendiline düğüm atmak Fiil

tie in a loop

ilmiklemek Fiil

tie in bunches

demetlemek Fiil

tie in installation

direkt bağlantı

tie in sale

(US) bir şey satın alabilmek için bir şeyi daha alma şartı

tie in shelves

demet yapmak Fiil

tie in with

uygun düşmek, uymak, tutmak, tutarlı/çelişkisiz olmak.
His story ties in with the facts: Anlattıkları gerçeklere uyuyor.

tie one's money in land

parasını araziye bağlamak Fiil

tie oneself in/up in/into knots

şaşırıp kalmak, ne yapacağını bilememek, işin içinden sıyrılamamak.

tie someone (up) in knots

(birisini) şaşırtmak, şaşkına çevirmek, çıkmaza sokmak.